Diapozon
deneyleri yapılmadan kulak muayenesi bitmiş kabul edilemez. Diapozon
deneyleri bize hastada bir işitme kaybının varlığı ve tipi hakkında
çok yararlı bilgiler verir. Ancak bunlar subjektif değerlendirmelerdir
ve hastanın vereceği cevaplara dayalı değerlendirmeler olduğundan
sonuçlarda belirsizlik ve simülasyon olasılığı vardır. Ayrıca bu
deneyler hastada mikst tip işitme kaybı varsa güvenilir sonuç
vermeyebilir, ancak saf iletim veya saf sensöri-nöral işitme kaybı
durumlarında sağlıklı yorumlar yapılabilir.
Diapozon deneylerinde kullanılan diapozonların frekansları 128’in
katları şeklinde artar (128, 256, 512, 1024, 2048 Hz.). Ancak 128 Hz.
Diapozonda ses duyumasa da vibrasyon algılanabildiğinden hatalı değerlendirmeler
yapılabilir. Rutin olarak kullanılan 512 Hz.’lik diapozondur.
KBB
pratiğinde en sık uygulanan diapozon deneyleri şunlardır:
Rinne
Deneyi:
Bir kulakta iletim tipi işitme kaybı varlığını araştırmak
amacıyla, o kulağın işitmesinin kemik ve hava yollarından karşılaştırılması
esasına dayanan bir diapozon testidir.
Önce
titreşen diapozonun dip kısmı mastoid planuma yerleştirilir ve
hastadan sesi işitmez olduğunda
haber vermesi istenir. Hastanın kemik yolundan işitmesi bittiğinde
diapozon dış kulak yolu önüne yaklaştırılır ve hastaya sesi
duyup duymadığı sorulur. Duyuyor ise “Rinne pozitif”, aksi halde
“Rinne negatif” olarak ifade edilir.
Yorum:
Kulak hastalığı olmayan kişilerde diapozonun sesi kemik yolundan
duyulmaz olduktan sonra diapozon dış kulak yolu önüne getirildiğinde
hava yolundan işitme devam eder. Bu durumda “ hava yolu kemik
yolundan uzundur” (Rinne pozitif). Eğer kemik yolundan işitme
bittikten sonra hasta diapozonun sesini dış kulak yolu önünden de
duyamazsa “hava yolu kemik yolundan uzun değildir” (Rinne negatif)
olarak ifade edilir. İşitmenin kemik yolundan daha uzun süre duyulması
hava yolunda bir azalmayı (iletim tipi işitme kaybını) gösterir.
Tek taraflı ileri derecede sensöri-nöral işitme kaybı olan
hastalarda Rinne deneyinin kemik oylu fazında diapozonun sesi kemikten
karşı kulağa iletilebilir. Daha sonra dış kulak yolu önüne
getirilen diapozon hastadaki çok şiddetli işitme kaybı nedeniyle
duyulamayacağından deneyin sonucu “Rinne negatif” olarak değerlendirilebilir.
Bu durum “Yalancı Rinne negatifliği” olarak ifade edilir.
Weber
Deneyi:
Hangi kulakta ne tip bir işitme
işitme kaybı
olduğunu araştırmak amacıyla her iki kulağın kemik yolundan işitmesinin
karşılaştırıldığı bir testtir. Diapozon titreştirildikten sonra
kafatası üzerinde orta hatta bir noktaya (alına, burun sırtına, ön
dişlerin ortasına, vs.) yerleştirilir ve hastaya sesi nereden duyduğu
sorulur. Eğer ses yalnızca veya ağırlıklı olarak bir kulaktan
duyuluyorsa “Weber sağa / sola lateralize” olarak ifade edilir. Kişiler
diapozonun sesini ortadan, kafasının üstünden ya da kafasının
heryerinden duyarsa bu durum “Weber ortada” (lateralize değil)
olarak ifade edilir.
Yorum:
Tek
taraflı sensöri-nöral işitme kaybı olan hastalar sesi iyi işiten
kulaklarından, tek taraflı iletim tipi işitme kaybı olan hastalar
ise sesi patoloji olan kulaklarından duyarlar. Kulak hastalığı
olmayan ya da her iki kulağında da simetrik sensöri-nöral veya
iletim tipi işitme kaybı olan hastalarda Weber lateralize değildir.
Asimetrik bilateral sensörinöral işitme kaybı olan hastalarda Weber
işitme kaybının daha az olduğu kulağa, asimetrik bilateral iletim
tipi işitme kayıplarında Weber işitme kaybının daha fazla olduğu
kulağa lateralize olur.
Schwabach
Deneyi:
İşitme
kaybını tipini belirlemek amacıyla, hastanın işitmesi ile hiçbir
kulak patolojisi olmayan bir kişinin işitmesinin kemik yolundan karşılaştırılması
esasına dayanan bir testtir.
Diapozon
titreştirildikten sonra hastada mastoid planum üzerine yerleştirilir,
hasta sesi duymaz olunca deneyi yapan kişi diapozonu kendi kulağında
mastoid planum üzerine yerleştirir.
Yorum:
Hastanın sesi işitmesi bittiği halde deneyi yapan kişi hala sesi
duyuyorsa hastada kemik yolu işitmesi deneyi yapan kişiye göre
bozuktur ve “Schwabach kısalmış” olarak ifade edilir. Hastanın işitmesi
bittiğinde deneyi yapan kişi de sesi duymuyorsa bu durumda
“Schwabach normal veya uzamıştır” ve bu sonucun sağlamasının
yapılması gereklidir. Bu durumda önce deneyi yapan kişi diapozonu
kendi mastoid planumu üzerine yerleştirir, sesi duymaz olunca da aynı
işlemi hastaya uygular. Eğer hasta da sesi duymuyorsa deneyi yapan kişi
ile hastanın kemik yolları arasında bir fark yok kabul edilir ve
“Schwabach normal” olarak ifade edilir. Eğer deneyi yapan kişi ses
duymadığı halde hasta sesi duyuyorsa bu durumda hastada “Schwabach
uzamış” olarak ifade edilir ve bu iletim tipi işitme kayıplarında
gözlenir (deneyi yapan kişinin tamamen sağlıklı olması gerektiği
unutulmamalıdır).
Gelle
Deneyi:
Bir kulaktaki olası kemikçik zincir fiksasyonunu
araştırmak amacıyla, dış kulak yolundaki basıncı değiştirerek
buna bağlı işitme değişikliklerini araştırmaya dayanan bir
testtir. Deneyi yapabilmek için diapozonun yanında Politzer
Balonu’na da ihtiyaç vardır. Politzer balonunun “olive”i sıkıca
dış kulak yoluna yerleştirildikten sonra diapozon titreştirilip
mastoid planum üzerine yerleştirilir. Politzer balonu sıkılıp gevşetilerek
dış kulak yolundaki basınç arttırılıp azaltılır.
Yorum:
Politzer balonu sıkılarak dış kulak yoluna basınç verildiğinde bu
basınç sırasıyla kulak zarı, kemikçikler ve son olarak stapes
tabanına yansıyacaktır. Eğer kemikçik zinciri ve stapes tabanı
hareketli (yani normal) ise basınç verildiği zaman hasta diapozonun
sesini azalmış, basınç azaltıldığı zaman sesi artmış gibi
hissedecektir. Bu durum “Gelle pozitif” olarak ifade edilir. Eğer dış
kulak yoluna Politzer Balonu yoluyla basınç uygulandığı halde hasta
diapozonun sesinde dalgalanma hissetmiyorsa bu durum “Gelle negatif”
olarak ifade edilir ve stapes tabanının fikse olduğunun göstergesidir.
0 yorum:
Yorum Gönder