6 Ocak 2013 Pazar

Diapozon Testleri Deneyleri Adları Nelerdir Nasıl Yapılır


Diapozon Deneyleri
Diapozon deneyleri yapılmadan kulak muayenesi bitmiş kabul edilemez. Diapozon deneyleri bize hastada bir işitme kaybının varlığı ve tipi hakkında çok yararlı bilgiler verir. Ancak bunlar subjektif değerlendirmelerdir ve hastanın vereceği cevaplara dayalı değerlendirmeler olduğundan sonuçlarda belirsizlik ve simülasyon olasılığı vardır. Ayrıca bu deneyler hastada mikst tip işitme kaybı varsa güvenilir sonuç vermeyebilir, ancak saf iletim veya saf sensöri-nöral işitme kaybı durumlarında sağlıklı yorumlar yapılabilir.
Diapozon deneylerinde kullanılan diapozonların frekansları 128’in katları şeklinde artar (128, 256, 512, 1024, 2048 Hz.). Ancak 128 Hz. Diapozonda ses duyumasa da vibrasyon algılanabildiğinden hatalı değerlendirmeler yapılabilir. Rutin olarak kullanılan 512 Hz.’lik diapozondur.
KBB pratiğinde en sık uygulanan diapozon deneyleri şunlardır:

Rinne Deneyi: Bir kulakta iletim tipi işitme kaybı varlığını araştırmak amacıyla, o kulağın işitmesinin kemik ve hava yollarından karşılaştırılması esasına dayanan bir diapozon testidir.
Önce titreşen diapozonun dip kısmı mastoid planuma yerleştirilir ve hastadan sesi işitmez  olduğunda haber vermesi istenir. Hastanın kemik yolundan işitmesi bittiğinde diapozon dış kulak yolu önüne yaklaştırılır ve hastaya sesi duyup duymadığı sorulur. Duyuyor ise “Rinne pozitif”, aksi halde “Rinne negatif” olarak ifade edilir.
Yorum: Kulak hastalığı olmayan kişilerde diapozonun sesi kemik yolundan duyulmaz olduktan sonra diapozon dış kulak yolu önüne getirildiğinde hava yolundan işitme devam eder. Bu durumda “ hava yolu kemik yolundan uzundur” (Rinne pozitif). Eğer kemik yolundan işitme bittikten sonra hasta diapozonun sesini dış kulak yolu önünden de duyamazsa “hava yolu kemik yolundan uzun değildir” (Rinne negatif) olarak ifade edilir. İşitmenin kemik yolundan daha uzun süre duyulması hava yolunda bir azalmayı (iletim tipi işitme kaybını) gösterir. Tek taraflı ileri derecede sensöri-nöral işitme kaybı olan hastalarda Rinne deneyinin kemik oylu fazında diapozonun sesi kemikten karşı kulağa iletilebilir. Daha sonra dış kulak yolu önüne getirilen diapozon hastadaki çok şiddetli işitme kaybı nedeniyle duyulamayacağından deneyin sonucu “Rinne negatif” olarak değerlendirilebilir. Bu durum “Yalancı Rinne negatifliği” olarak ifade edilir.
 
Weber Deneyi:  Hangi kulakta ne tip bir işitme işitme kaybı olduğunu araştırmak amacıyla her iki kulağın kemik yolundan işitmesinin karşılaştırıldığı bir testtir. Diapozon titreştirildikten sonra kafatası üzerinde orta hatta bir noktaya (alına, burun sırtına, ön dişlerin ortasına, vs.) yerleştirilir ve hastaya sesi nereden duyduğu sorulur. Eğer ses yalnızca veya ağırlıklı olarak bir kulaktan duyuluyorsa “Weber sağa / sola lateralize” olarak ifade edilir. Kişiler diapozonun sesini ortadan, kafasının üstünden ya da kafasının heryerinden duyarsa bu durum “Weber ortada” (lateralize değil) olarak ifade edilir.
Yorum: Tek taraflı sensöri-nöral işitme kaybı olan hastalar sesi iyi işiten kulaklarından, tek taraflı iletim tipi işitme kaybı olan hastalar ise sesi patoloji olan kulaklarından duyarlar. Kulak hastalığı olmayan ya da her iki kulağında da simetrik sensöri-nöral veya iletim tipi işitme kaybı olan hastalarda Weber lateralize değildir. Asimetrik bilateral sensörinöral işitme kaybı olan hastalarda Weber işitme kaybının daha az olduğu kulağa, asimetrik bilateral iletim tipi işitme kayıplarında Weber işitme kaybının daha fazla olduğu kulağa lateralize olur.
 
Schwabach Deneyi: İşitme kaybını tipini belirlemek amacıyla, hastanın işitmesi ile hiçbir kulak patolojisi olmayan bir kişinin işitmesinin kemik yolundan karşılaştırılması esasına dayanan bir testtir.
Diapozon titreştirildikten sonra hastada mastoid planum üzerine yerleştirilir, hasta sesi duymaz olunca deneyi yapan kişi diapozonu kendi kulağında mastoid planum üzerine yerleştirir.
Yorum: Hastanın sesi işitmesi bittiği halde deneyi yapan kişi hala sesi duyuyorsa hastada kemik yolu işitmesi deneyi yapan kişiye göre bozuktur ve “Schwabach kısalmış” olarak ifade edilir. Hastanın işitmesi bittiğinde deneyi yapan kişi de sesi duymuyorsa bu durumda “Schwabach normal veya uzamıştır” ve bu sonucun sağlamasının yapılması gereklidir. Bu durumda önce deneyi yapan kişi diapozonu kendi mastoid planumu üzerine yerleştirir, sesi duymaz olunca da aynı işlemi hastaya uygular. Eğer hasta da sesi duymuyorsa deneyi yapan kişi ile hastanın kemik yolları arasında bir fark yok kabul edilir ve “Schwabach normal” olarak ifade edilir. Eğer deneyi yapan kişi ses duymadığı halde hasta sesi duyuyorsa bu durumda hastada “Schwabach uzamış” olarak ifade edilir ve bu iletim tipi işitme kayıplarında gözlenir (deneyi yapan kişinin tamamen sağlıklı olması gerektiği unutulmamalıdır).
 
Gelle Deneyi: Bir kulaktaki olası kemikçik zincir fiksasyonunu araştırmak amacıyla, dış kulak yolundaki basıncı değiştirerek buna bağlı işitme değişikliklerini araştırmaya dayanan bir testtir. Deneyi yapabilmek için diapozonun yanında Politzer Balonu’na da ihtiyaç vardır. Politzer balonunun “olive”i sıkıca dış kulak yoluna yerleştirildikten sonra diapozon titreştirilip mastoid planum üzerine yerleştirilir. Politzer balonu sıkılıp gevşetilerek dış kulak yolundaki basınç arttırılıp azaltılır.
Yorum: Politzer balonu sıkılarak dış kulak yoluna basınç verildiğinde bu basınç sırasıyla kulak zarı, kemikçikler ve son olarak stapes tabanına yansıyacaktır. Eğer kemikçik zinciri ve stapes tabanı hareketli (yani normal) ise basınç verildiği zaman hasta diapozonun sesini azalmış, basınç azaltıldığı zaman sesi artmış gibi hissedecektir. Bu durum “Gelle pozitif” olarak ifade edilir. Eğer dış kulak yoluna Politzer Balonu yoluyla basınç uygulandığı halde hasta diapozonun sesinde dalgalanma hissetmiyorsa bu durum “Gelle negatif” olarak ifade edilir ve stapes tabanının fikse olduğunun göstergesidir.

0 yorum:

Yorum Gönder