14 Mart 2013 Perşembe

BADEMCİK VE GENİZ ETİ AMELİYATI TEDAVİSİ ÖNERİLERİ

Bademcik ve Geniz Eti Nedir: Bademcikler (tonsil) ve geniz eti (adenoid), lenfoid doku denilen ve vücudun bağışıklık sisteminde rol oynayan organlardır. Tonsiller yutak girişinde, dil kökünün iki yanında yerleşmişlerdir. Adenoid ise nasofarinks adı verilen ve yutağın üst kısmında yani burun boşluğunun arka tarafında bulunurlar.
Görevleri Nedir: Tonsil ve adenoid lenfoid dokunun bir parçasıdır ve lenfositler içerirler. Bu lenfositler, vücudun bağışıklık sistemine yardımcı olan antikorları üretirler. Ancak tonsil ve adenoidlerin bağışıklık sistemindeki rolleri önemli oranda değildir ve çoğu zaman fonksiyonel değildirler. Bademcik ve geniz eti alınan kişilerde bağışıklıkla ilgili hiç bir olumsuz durumun olmaması da bunu göstermektedir.
Ne Gibi Sorunlara Yol Açarlar: Tonsil ve adenoid hem infeksiyonlara hemde büyüklüklerine bağlı olarak bazı sorunlara yol açabilirler. Adenoid daha çokçocukluk çağının problemi olmasına rağmen tonsil hem çocuklarda hem de erişkinlerde hastalık yapabilmektedir. Sık geçirilen infeksiyonlar, hem hastanın günlük yaşamını etkiler, hemde sık sık ilaç kullanımına neden olur. Ancak geçirilen infeksiyonların (iltihapların) en önemli sonuçları, kalp kapakçıkları, eklem ve böbreklerin risk altında olmasıdır.
İnfeksiyonları dışında tonsil ve adenoidin büyüklükleri de önemli sonuçlara yol açar. Tonsillerin büyük olması; yutma, beslenme ve konuşma sorunları yapar.Ayrıca tonsil üzerinde biriken yiyecek ve doku artıkları ağız kokusu ve hijyen bozukluğuna neden olur. Adenoid dokusunun büyük olması herşeyden önce burun tıkanıklığına yol açar. Bu hastalarda ağzı açık uyuma ve horlamaya neden olur. Burun, solunan havanın ısısını ve nemini ayarlar ve bazı zararlı partikülleri tutar. Bu nedenle ağız solunumu yapan hastalarda bazı solunum yolu problemlerine yol açar. Geniz eti ayrıca şu problemleri oluşturur:
-Orta kulakta havalanma bozukluğu ve buna bağlı kulak zorunda çökme, işitme kaybı ve iletişim bozukluğu. İşitme kaybı bazen anne-babanın farkedemeyeceği seviyede olur ancak sıklıkla da hastayı doktora götüren ilk sebeptir.
-Çene ve yüz kemiklerinde gelişim bozukluğu
-Geniz akıntısı nedeniyle boğaz iltihabı (farenjit), öksürük ve alt solunum yolu problemleri
-Baş ağrısı
-Sinüzit
-Oluşan yüz ifadesi nedeniyle 'geri zekalı' görüntüsü
Nasıl Tedavi Edilir: Bademcik ve geniz etinin akut iltihaplarında tedavi genellikle ilaçlardır. İlaç olarak en sık antibiyotikler , ağrı kesiciler ve eğer alerjik faktörlerde düşünülüyorsa antihistaminiklerdir. Ciddi problemlere yol açmayan ve sık infeksiyona yol açmayan bademcik ve geniz eti ilaçlarla tedavi edilmesine rağmen, bazen bademcik ve geniz etinin alınması gerekir.
Hangi Durumlarda Alınmalıdır: Tonsil ve adenoidin alınmasına karar vermek, bazen kolaysa da bazen hastayı belli bir süre takip etmeyi gerektirir. Ameliyata karar verilmesine neden olan durumlar şunlardır:
-Sık sık infeksiyon geçirilmesi: Genelde kabul edilen durum, birbirini takip eden yıllarda, senede 3 veya daha infeksiyon geçirilmesidir.
-Tonsillerde infeksiyon olmasada yutmayı zorlaştıracak kadar büyümesi
-Tonsil dokusunun tek taraflı büyümesi (lenfoma veya başka habis hastalıkların belirtisi olabileceğinden)
-Tonsil üzerinde ağız kokusuna neden olabilecek şekilde sık sık birikim olması
-Adenoid dokusunun nefes almayı bozacak kadar büyümesi
-Orta kulak iltihabı (otitis media) ve işitme kaybına neden olması
-Sık sık sinüzit ve alt solunum yolu problemlerine neden olması
Ameliyat Hangi Yaşta Yapılmalıdır: Ameliyat için kesin bir yaş yoktur. Hastaya verdiği zarara göre karar verilir. Sık kabul edilen durum tonsil ameliyatı için hastanın 3 yaşını doldurmasıdır. Adenoid alınması ise 1 yaşında dahi yapılabilir. Birçok kez çocuk büyüsün diye beklemek hastaya zararlı olabilmekte ve tedavi başarısını düşürmektedir.
Bademcik ve Geniz Eti Ameliyatı Nasıl Yapılır: Tonsil için bazen lokal anestezi yapılmasına rağmen adenoid dokusunun alınması genel anesteziyi gerektirir. Tonsil'in alınması uygun kesi ile etrafındaki kapsül ile birlikte çıkarılması şeklinde olur. Adenoid ameliyatı ise büyümüş dokunun kazınması şeklindedir. Ameliyat süresi genellikle kısadır ve 30-60 dk arasında değişir. Ameliyat sonrası genellikle hastanede yatmak gerekmez. Bazen özellikle kanama riski açısından 1 gece hastanede kalınması gerekebilir.
Ameliyatın Riski ve Komplikasyonları Nelerdir: Her ameliyat gibi bademcik ve geniz eti ameliyatlarının da risk ve komplikasyonları olabilmektedir. Lokal veya genel anestezi her zaman için bazı riskler taşır. Ancak anestezi teknik ve ilaçlarındaki gelişmeler her geçen gün bu riski azaltmaktadır. Bunun dışında en sık görülen komplikasyon kanamadır. Bazen ciddi boyutlara ulaşabilmesine rağmen, dikkatli ve titiz bir çalışma ve hastanın uygun takibi ile bu problem nadir görülmektedir.Özellikle erişkin hastalarda olmak üzere ağrı hastayı en çok rahatsız eden durumdur. Ameliyat sonrası farenjit oluştuğuna dair inanış vardır. Bu yanlış bir düşüncedir. Hastalar bademcik alındıktan sonra hiç boğaz ağrısı olmayacağı beklentisine girerlerse yanılabilirler. Mevcut farenjitin bademciklerin alınmasıyla bir ilgisi yoktur. Hatta bazen infeksiyonlu tonsiller farenjiti arttırırlar.
Ameliyattan Sonra Nelere Dikkat Edilmelidir: En çok uyulması gereken kurallar beslenme ile ilgilidir. Özellikle ilk 3 günde kanama olasılığı daha çok olduğu için soğuk ve sıvı gıdalar seçilmelidir. Bu nedenle soğuk süt, çorba, meyve suyu, muhallebi, dondurma gibi besinler idealdir. Amaliyatın ilk gününde koyu renkli kan kusulması normaldir ve yutulan ameliyat sırasında yutulan kanla ilgilidir. Ancak sürekli kırmızı renkli yeni kan gelmesi hemen doktorunuza başvurmayı gerektirir. 4.günden itibaren yavaş yavaş normal gıdaya geçilir. Hastanın ağrı nedeniyle birşey yemek istememesi ağrının devamına neden olur. Mutlaka bol miktarda sıvı alınmalıdır. Ameliyattan sonra hafif ateş olması beklenen bir durumdur. Yeterli sıvı alınması ve ateş düşürücü ilaçlarla genellikle normale döner. Bazen hastalar ameliyattan birkaç gün sonra doktora başvurarak bademcik bölgesinde iltihap geliştiğinden yakınırlar. Bu genellikle bademcikler alındıktan sonra o bölgede beyaz bir örtü oluşturan iyileşme dokusunun hastayı yanıltmasıdır.

6 Mart 2013 Çarşamba

Burun Estetiği ve Mandal Burun Nedir Nasıl Tedavi Edilir

İlk makalem, sizin de günlük hayatınızda bazı burunlarda gördüğünüz, sıkça karşınıza çıkan "mandal burun" ile ilgili. Mandal burun önden bakınca mandalla sıkılmış gibi görünen burun demektir. İngilizce Pinch Nose (çimdiklenmiş burun) olarak kullanılır.
Mandal burun nasıl oluşur?
Çok üzgünüm ama mandal burun, burun estetiği sonucu oluşur.
Bir komplikasyondur. Burun kanat kıkırdaklarının aşırı daraltılması ile oluşur. Hastaların çoğunun burun estetiğinden beklentisi,  burun ucunun daraltılmasıdır. Bu daraltma işlemi sırasında burun kanat kıkırdakları deforme olursa mandal burun ortaya çıkar.


Mandal Burun sık olur mu?
Televizyonu her açtığımda mandal burunlu birisini görüyorum, yani hiç nadir değil; sebebi nedir biliyor musunuz? Çünkü, Burun ucunu kontrollü olarak daraltabilen bir teknik, burun estetiği ile ilgili kitaplarda bulunmuyor. Burun ucunu daraltmak için tarif edilen tekniklerin çoğu belli oranlarda mandallaşma yapıyor. Mandal gibi görünmesini engellemek için yeni teknikler tarif edilmiştir. Bu tekniklerde burun kanatlarına kıkırdak parçalar koyulur. Önümüzdeki 10 yıl içinde mandal burun yapan teknikler terk edilecek diye düşünüyorum.

Mandal Burundan nasıl korunurum?
Mandal burnu görünce tanıyın yeter. Görüştüğünüz doktorun sonuçlarına bakın. Mandal burun görürseniz mutlaka oradan uzaklaşın.

Plastik cerrahinin en çok sevdiğim taraflarından birisi, az yazı çok resimdir. Yandaki resimleri, mandal burun iyi anlaşılsın diye koydum. Mandal burun ve normal burnu rahat kıyaslayın diye yan yana koydum. Bu problemi tanımak için doktor olmaya gerek yok. Hastalarımdan çok sık olarak şunu duyuyorum. “Arkadaşım ameliyat oldu, sanki burnunun ucuna mandal takmışlar”. al

Mandal Burundan doktorlar nasıl korunur?
Madem bu problem burun estetiğinden sonra ortaya çıkıyor, biraz plastik cerrah fikrimi de ortaya koymam lazım. Burun kanat kıkırdağının genişliği, uzunluğu doğru ayarlanır ve burun sırtı kıkırdağı ile arasındaki açı 100 derece yapılırsa mandal burun oluşmaz. Sağdaki resimde doğru kıkırdak şeklini çizdim.
bariscakir.com

26 Şubat 2013 Salı

Soğuk algınlığından korunmak için tavsiyeler öneriler

Havaların her geçen gün soğumasıyla birlikte soğuk algınlığından şikâyet eden kişilerin sayısı da artıyor.


Soğuk algınlığından korunmak için

Boğazda kuruluk, yanma ve hapşırma ile başlayan soğuk algınlığı, çeşitli virüslerin etken olduğu bir üst solunum yollan enfeksiyonu. Soğuk algınlığından korunmak için özellikle beslenme ve uyku düzenine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Medline Acil Sağlık Operasyonlardan Sorumlu Direktör Dr. Barış Mutluer, soğuk algınlığı ile ilgili bilinmesi gerekenleri aktarıyor.
 
Özellikle mevsim geçişi dönemlerinde sayıca artan, grip/soğukalgınlığı nedeniyle yüksek ateş vakalarının arttığını belirten Mutluer, soğuk algınlığının en sık görülen belirtilerinin; boğaz ağrısı, öksürük, hafif ateş, boğuk ses, burun tıkanıklığı ve hafif baş ağrısı olduğunu belirtiyor ve ekliyor; soğuk algınlığı genellikle en fazla bir hafta veya on gün içinde, basit tedavi yöntemleri ile geçebilir. Ancak dikkatli olunmazsa, hastalık ilerleyebilir ve bunun sonucunda sinüzit, orta kulak iltihabı ve zatürree gibi ağır tablolara neden olabilir. 
 
Soğuk algınlığından korunmak için;
 
• Bağışıklık sisteminizi güçlendirin. Bunun için meyve sebze ağırlıklı beslenin, fazla et tüketmeyin.
Özellikle hasta olacağınızı düşündüğünüz dönemlerde bol bol C vitamini alın
Düzenli olarak egzersiz yapın
Hava nemlendiricileri kullanın 
Odayı aşırı ısıtmayın, düzenli olarak havalandırın.
Kalabalık ortamlarda, kapalı mekanlarda bulunmamaya özen gösterin 
Dışarıdan geldiğinizde ellerinizi sabunla yıkayın ve bunu çocuklarınızın da alışkanlık haline getirmesini sağlayın 
Çok kalın veya ince giysiler giymeyin
Uyku düzeninize dikkat edin
Stres altındaki insanlar hastalanmaya daha elverişlidir. Meditasyon yapın, kendinize zaman ayırın.
Sigara içmeyin
 
Tüm bu önerilere dikkat edilmesine rağmen hasta olan kişiler için tedavi yöntemlerini sıralayan Medline Acil Sağlık Operasyonlardan Sorumlu Direktör Dr. Barış Mutluer, uyarılarda da bulunuyor. 
 
Soğuk algınlığı tedavisinde dikkat edilecek en önemli husus, kendi kendine zarar vermemektir. Birçok kişi, gerek olmadığı halde bir sürü ilaç kullanır ve bunların farklı yan etkileri vardır. 
 
¦ İnsan vücudu hastalıklarla savaş halinde iken fazla miktarda enerji sarf eder. Bu nedenle, iyileşmede istirahat önemlidir.
¦ Burundaki tıkanıklığı gideren veya hafifleten ilaçlar, soğuk algınlığı belirtilerinin geçici olarak iyileşmesine neden olabilirler. Ancak bunların hastalıktan korunma veya hastalığın iyileşmesinde bir yararları bulunmaz. Aynı zamanda gelişigüzel kullanılan ilaçlar; sersemlik, baş dönmesi uykusuzluk ve midede rahatsızlık da yapabilir.
¦ Günde 8 bardak sıvı içilmesi hastanın solunum yollarının kurumasını önler.  Bu sıvı; meyve suyu, çorba ya da ıhlamur ve adaçayı gibi bitkilerden yapılmış içeceklerle de alınabilir.
¦ Hastalar; kahve, çay ve kola gibi kafein içeren içecekler tüketmemelidir.
¦ Sigara içmemeli hatta sigara içilen ortamlardan da uzak durmalıdır.

23 Şubat 2013 Cumartesi

Baş dönmesi hastalığın belirtisi tedavi yöntemleri öneriler

Son yıllarda baş dönmesi ve denge sorunundaki artış ile bu alandaki yeni cihazlar ve testler, İstanbul’da düzenlenen ve 3 gün süren bir toplantıda masaya yatırıldı.


Baş dönmesi 63 hastalığın belirtisi

Denge bozuklukları ve başdönmesi alanında dünyanın en ünlü ismi olan Yardımcı Fahri Prof. Dr. KAMRAN BARİN tarafından, Ortadoğu, Asya ve Balkan ülkelerinden gelen akademisyenlere, baş dönmesi ve denge bozuklarının tanısında kullanılan VNG/ENG sistemi, teorik ve uygulamalı olarak anlatıldı…
 
Yardımcı Fahri Prof. Dr. Kamran Barin’e göre, her yıl dünya nüfusunun yüzde 24’ü baş dönmesinden muzdarip. Dr. Barin, ”Tüm dünyada doktorlara başvuran hastaların ilk 3 şikayetinden birisini baş dönmesi oluşturuyor” dedi.
 
Son yıllarda baş dönmesi ve denge sorunundaki artış ile bu alandaki yeni cihazlar ve testler, İstanbul’da düzenlenen ve 3 gün süren bir toplantıda masaya yatırıldı.
 
Türkiye’nin tek işitme cihazı üreticisi Ear Teknik ile Danimarkalı Otometrics firmasının ortaklaşa düzenlediği Ortadoğu Asya ve Balkan Denge Semineri’ne, baş dönmesi ve denge konusunda dünyanın en ünlü isimlerinden olan ABD’den OHİO Üniversitesi Otolarongoloji Baş ve Boyun Cerrahisi (Konuşma ve İşitme Bilimi Bölümü) Yardımcı Fahri Prof. Dr. KAMRAN BARİN’in yanı sıra Balkanlar, Asya ve Ortadoğu’dan 30 ülkenin çeşitli üniversitelerinden bu alanda uzman akademisyenler katıldı.
 
HASTALIĞIN TEŞHİSİNDE GÖRÜNTÜLEME CİHAZI KULLANILIYOR
 
Toplantıda teorik brifinglerin yanı sıra denge ve baş dönmesi sentomlarının nedenlerini ortaya çıkarmak amacıyla (yeni görüntüleme ve elektrot cihazları kullanılan) VNG/ENG sistemi başta olmak üzere yeni testler, uygulamalı olarak gösterildi... Ülkemizden ise Cerrahpaşa, Çapa, Ege ve Hacettepe Üniversiteleri başta olmak üzere birçok üniversiteden KBB, Nöroloji ve Odyoloji alanından akademisyenler katıldı.
 
Toplantıda, özellikle hastalığın en yararlı tanısı olan VNG/ENG konusunda dünya genelinde ünlenmiş olan ve bu alanda uzun yıllar eğitim veren Dr. Kamran Barin, yeni ICS Impulse (Head Impulse Testing) arkasındaki teoriyi açıklayarak uygulamalı eğitim verdi.
 
DÜNYA NÜSUSUNUN YÜZDE 24’Ü BAŞ DÖNMESİNDEN MUZDARİP
 
Toplantıda denge bozuklukları ve baş dönmesi konusunda önemli bilgiler veren Yardımcı Fahri Prof Dr. Kamran Barin, uluslararası araştırmalara göre, günümüzde iç kulak iltihabından beyin tümörüne, migrenden beyin kanamasına kadar 63 hastalığın baş dönmesine yol açtığına dikkat çekti ve “Baş dönmesi sık rastlanan bir semptom. Ancak son yıllarda tanısı belirginleşti ve farkındalık oluştu. Bu arada, denge bozukluğu ile baş dönmesi birbirini tetikliyor. Tüm dünyada doktora başvuran hastaların ilk 3 şikayetinden biri yaşadığı baş dönmesi sentomudur” dedi
 
“Her yıl dünya nüfusunun yüzde 24’ü baş dönmesinden muzdarip” diyen Dr. Kamran Barin şöyle devam etti: “Yaptığımız araştırmalara göre, baş dönmesinin yüzde 50’si iç kulak problemlerinden, yüzde 20’si nörololik problemlerden yüzde 30’u ise kan basıncı, metobolizma bozukluklarıdan kaynaklandığı tespit edildi. Özellikle iç kulak iltihabı sorunlarında baş dönmesi sık rastlanıyor. Baş dönmesi önemli bir semptomdur,ciddiye alınmalıdır. Günlük yaşam kalitesini engelleyen düzeyde bir baş dönmesi yaşandığında mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.”
 
GÖZLER HASTALIĞIN TEŞHİSİNDE ÖNEMLİ
 
Son 2-3 yıl içinde, hastalarda yaşanan denge bozukluğu ve baş dönmesinin hangi hastalığın belirtisi olduğuna yönelik çalışmalarda önemli metotlar geliştirildiğini anlatan Dr. Barin, “Önceleri ENG sisteminde elektrotlar kullanılıyordu. Son yıllarda ise VNG görüntüleme tekniğini de kullanıyoruz. Göz hareketleri, bazı hastalıkların tespitinde çok önemlidir. Örneğin iç kulak problemleri ve nörolojik bozukluklar, gözlerden tanımlanıyor. Yine beyin kanaması ve felç gibi hastalıkların ilk bulgularını gözlerden (göz hareketlerinden kaynaklanan beyinde oluşan dalgalanmalar ile) anlamak mümkün” bilgisini verdi.
 
Öte yandan, Dr. Barin, Otometrics firması ile 11 yıldır denge bozuklukları konusunda eğitsel konuşmacı olarak çalışmakta ve 1.800’den fazla odyolog, hekim, fizik terapisti ve günlük bazda denge bozukluğu testini uygulayan ve yorumlayan teknisyeni eğitmiştir.
 

20 Şubat 2013 Çarşamba

Burnun dudakla uyumuna dikkat!

Genelde herkes küçük, dar, kalkık bir burun hayal eder. Ancak ideal olduğunu düşündüğümüz burun yüz şeklimize uygun olmayabilir.


Burnun dudakla uyumuna dikkat!

 Dr. Barış Çakır, yüz kısmında özellikle burnun dudakla uyumuna dikkat çekiyor ve “burun ucu ne kadar darsa o kadar güzeldir” kavramının yanlış olduğunu vurguluyor.
 
Dr. Barış Çakır, burun estetiği ameliyatlarında,  burun ucu genişliği ile dudak kalınlığı arasında, estetik bir ilişki olduğunu söylüyor. Burun ucunun genişliği ile dudak kalınlığı arasında doğru orantılı bir ilişki olduğuna değinen Çakır, dudak kalınsa, dar bir burun ucu yapmak uyumsuzluk yaratabilir diyor. Bazı markaların model yüzlerinde, bunun çok net görülebileceğini söyleyen Dr. Barış Çakır,  kalın ve büyük gözlü bir modelin, normalde patates burun ucu diyebileceğimiz bir ucu, çok uyumlu taşıyabildiğini dile getiriyor. 
 
Burun estetiğinde tek bir estetiğin doğru olmadığını her hastasına vurguladığını ifade eden Çakır, hastalarının, kendi yüz oranlarına benzeyen modeller getirdiklerini, bu nedenle istedikleri burnunda mantıklı olduğunu vurguluyor. Elinden geldiğince ve mevcut burnun izin verdiği ölçüde, yüze uyumlu burun yapmaya çalıştığını söyleyen Dr Barış Çakır, etli dudakları olan bir kişinin dar bir burun ucu istemesi durumunda bu isteği mutlaka tartıştığını da sözlerine ekliyor.

18 Şubat 2013 Pazartesi

ALERJİK RİNİTLİ HASTALARIN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER

ALERJİK RİNİTLİ HASTALARIN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER
İdeal olarak allerjinizin oluştuğu yerden uzakta yaşamayı seçebilirsiniz. Örneğin sadece deniz havası teneffüs edebileceğiniz bir yerde veya hiçbir şeyin yaşamayacağı kadar kuru bir iklimde yaşamanıza devam edebilirsiniz. Ne yazık ki bu ideal uygulama nadiren yapılabilir. Ancak aşağıda sıralanan kendi kendinize yardım önerileri denemeye değerdir.
    1. Çimleri keserken veya ev temizliği yaparken polen maskesi takın. (birçok eczaneden temin edilebilir)
    2. Isıtma ve havalandırma sistemlerindeki filtreleri aylık olarak değiştirin yada bir hava temizleme aygıtı kullanmaya başlayın.
    3. Polenlerin çok yoğun olduğu dönemlerde kapıları ve pencereleri kapalı tutun.
    4. Evde bulunan bitki ve hayvanlardan uzak durun.
    5. Kuş tüyü yastıkları, yün battaniye ve yün örtüleri pamuk veya sentetik maddeden yapılmış olanlarla değiştirin.
    6. Gerekli olduğunda yeterince antihistaminik ve dekonjestan kullanın.
    7. Yatağınızın baş tarafı yukarı kaldırılmış bir şekilde uyuyun. Bunun için yatağınızın baş tarafındaki ayakların altına birer tuğla koyabilirsiniz.
    8. Genel sağlık kurallarına uyun.
Hergün egzerzis yapın. Sigarayı bırakın ve diğer hava kirliliğine neden olan şeylerden uzak durun. Dengeli beslenin karbonhitratları aza indirin. Dietinizi vitaminler ve özelliklede C vitaminiyle destekleyin.
    9. Doktorunuzun tavsiyelerine uyun
    10. Kış aylarında iyi bir nemlendirici kullanın. Çünkü kuru ev içi havası birçok allerjik kişinin kötüleşmesine neden olmaktadır. Ancak nemlendiricide mantar üreme şansına da dikkat edin.
 
DOKTORUNUZ SİZİN İÇİN NE YAPABİLİR?
   
Kulak Burun Boğaz uzmanınız tam bir kulak, burun, boğaz, baş ve boyun muayenesi yapacaktır. Dikkatli bir değerlendirme sonucunda doktorunuz şikayetlerinize herhangi bir enfeksiyonun yada yapısal bir bozukluğun yol açıp açmadığına ve bunlara yönelik uygun tedaviye karar verecektir.
   
    Allerji tedavisinde bir çok ilaçtan yararlanılmaktadır ve dokturunuz bunlar arasından size en uygun olanını seçecektir. Bunlar arasında antihistaminikler, dekonjestanlar, kromolin ve kortizonlu ilaçlar vardır. Şüphelenilen bir allerjinin medikal tedavisi aynı zamanda çevre kontrolü danışmalığınıda kapsamaktadır. Sonuç olarak detaylı bir hikaye ve iyi bir muayeneden sonra doktorunuz hangi maddeye karşı allerjiniz olduğunu tespit etmek için testler önerebilir.

    Solunum havasındaki allerjenlerin tek tedavisi spesifik olarak o allerjene karşı antikor oluşturacak enjeksiyonlar yapmaktır. Bundan önce hassasiyetinizin gerçek nedeni bulunmalıdır. Allerji araştırmaları ya kan tahlili yada deri testi şeklindedir. Modern testler sadece hangi maddeye karşı allerjiniz olduğu değil bu allerjinin düzeyi de ortaya çıkmaktadır. Bu, eğer enjeksiyon gerekiyorsa başlanabilecek en yüksek dozla başlayarak tedaviye cevabı en kısa zamanda almamızı sağlar.

17 Şubat 2013 Pazar

Kulak enfeksiyonu işitme kaybı yaratabilir

Çocukların okulda en sık karşılaştığı hastalıkların başında gelen kulak burun boğaz rahatsızlıkları, işitme kaybına kadar giden sorunlara yol açabilir


Ayşegül Aydoğan Atakan

Kreş, anaokulu ve ilköğretim çağı çocuklarında en sık görülen hastalıklar, genellikle kulak, burun, boğaz yollarıyla bağlantılı oluyor. Üst solunum yolları enfeksiyonlarının kolayca bulaşması ve sık sık tekrarlamaları okul döneminde başlayan ve bazen erişkin hayatta da yıllarca sürebilecek kulak burun boğaz (KBB) hastalıklarına yol açabiliyor.
Çocuklarda, KBB hastalıklarıyla ilgili dikkat edilmesi gerekenler hakkında Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Erhun Şerbetçi, sorularımızı yanıtladı.

Okul dönemindeki çocuklarda görülen rahatsızlıklar nelerdir?
Ailelerin eğitim döneminde her yıl yaşadıkları sıkıntılı, hatta çoğu kez bezdirici üst solunum yolları enfeksiyonları, sadece çok bilinen bademcik ve geniz eti iltihaplanmalarına yol açmaz. Enfeksiyonlar, çocuk sinüzitleri, orta kulak iltihapları ve orta kulakta sıvı toplanması gibi hastalıklara da neden olabilir. Böylelikle işitme kayıpları, konuşma ve öğrenme sorunları, yüz kemikleri ve dişlerde gelişme sorunları gibi istenilmeyen fakat önlenilebilir sonuçlarla da karşılaşılabiliniyor.

Bu kadar sık hastalanmalarının nedeni nedir?
Çocukların henüz bağışıklık sistemlerinin çeşitli mikrobik etkenlere karşı hazırlıklı olmaması, kalabalık sınıflar, çocukların çok yakın temasta olmaları, hastalıkları birbirlerine kolayca geçirmelerine zemin hazırlıyor.

Hastalıklarının önlenebilmesi için neler yapılabilir?
Özellikle anaokulu ve ilkokul sınıflarındaki öğrenci sayısının
düşük tutulması, üst solunum yolu enfeksiyonu olan çocukların okula gönderilmeyerek istirahate alınması,
okulda hastalanan çocukların evlerine gönderilmesi önlemlerin başında
geliyor. Çok sık enfeksiyon geçirmeye eğilimli olan çocuklara grip aşısı yapılması, 3 - 4 yaşlarındaki ev çocuklarının okula başlamış 5 - 7 yaş grubu ile birlikte oynamamalarının sağlanması gibi temas oranının azaltılmasına da dikkat edilmelidir.

Okul çağı KBB hastalıkları kalıcı sorunlara da dönüşebiliyor mu?
Çok sık üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanan çocuklar, senede 5 - 6 kez bademcik iltihabı geçirilmesi, her gece horlama, yoğun ve uzun süreli burun tıkanıklıkları, işitme kaybı şüphesi, öğrenme güçlüğü ve kişilik değişimleri, inatçı geniz akıntıları, inatçı hapşırık ve öksürük nöbetleri, dişlerin bozuk çıkması gibi belirtiler mutlaka araştırılmalıdır. Çok sık tekrarlayan ya da uzun sürmüş üst solunum yolu enfeksiyonları çok inatçı hale dönüşebilen çocuk sinüzitlerine zemin hazırlayabilmektedir.

Nezle ve gribin yol açtığı başka hastalıklar var mı?
Nezle, grip, alerji veya üst solunum yolu enfeksiyonları esnasında geniz ile orta kulak arasındaki östaki borumuz tıkanır ve kulak zarı arkasında bakteri ve virüsleri içerebilen sıvı birikimine yol açar. Yani orta kulak iltihabı olur. İltihabın birikmesi basınç artışına ve bu da kulak ağrısına neden olur. Kulak zarı bu durumda uygun şekilde titreşemeyeceği için hastanın işitmesi azalır. Bazen kulak zarı delinir ve iltihap kulaktan dışarıya akar. Ama daha sık olarak, iltihap veya yoğun birikinti, östaki borusunun çalışmaması nedeniyle orta kulakta kalır.

Orta kulak iltihabının belirtileri nelerdir?
Bebek ve küçük çocuklarda kulağını çekme veya kaşımayla birlikte, işitme problemi, ağlama, huzursuzluk, ateş, kusma ve kulak akıntısı belirtileri vardır. Büyük çocuklar, ergenler ve erişkinlerde ise kulak ağrısı, kulakta dolgunluk ve basınç hissi, işitme problemi, baş dönmesi, denge kaybı, bulantı, kusma, kulak akıntısı ve ateş orta kulak iltihabının göstergelerindendir. Erken ve etkin tedavi uygulanmadığı durumlarda, kulak enfeksiyonu kronikleşebilir ve kalıcı işitme kayıplarına neden olabilir.

Orta kulak iltihabının tedavisi nedir?
Çoğu zaman, uygun tedavi sonrası orta kulak iltihabı tamamen iyileşir. Bazı durumlarda ise hekim tarafından ileri tedavi önerilebilir. ‘Miringotomi’ adı verilen bir müdahale ile kulak zarına küçük bir delik açılması ve iltihabın boşaltılması ve ağrının azaltılması amaçlanır. Açılan delik birkaç günde iz veya hasar bırakmadan iyileşir. Sıvı birikimini önlemek, orta kulağın havalanmasını sağlamak ve işitmenin düzelmesi için kulak zarına ‘havalandırma tüpü’ veya ‘kulak tüpü’ takılması gerekebilir.


Nezle ve gripten korunmanın yolları

  • Ellerin yıkanması mikropların uzaklaştırılmasını sağlar. Çocuklara, hasta olan kişiyle temas ettiklerinde el yıkamaları öğütlenmeli.
  • Fincan veya bardaklar paylaşılmamalı. Okul ve iş yerlerinde tek kullanımlık kâğıt bardak kullanmalı.
  • Kâğıt mendil kullanın, kirlenmiş mendili hemen atın. Masaya, koltuğa, sandalyeye bırakmayın.
  • Nezle olan biriyle temas ettiyseniz, asla gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza elinizi sürmeyin.
  • Mutfak veya diğer yerlerde, özellikle nezle olunduğunda pamuklu havlu yerine kâğıt havlu tercih edin.
  • Başka yöne, mendille hapşırın. Ağzınızı ellerinizle kapadıysanız, sonrasında mutlaka elinizi yıkayın.
  • Bulunduğunuz yeri havalandırın.
  • Oyuncakları sabunla yıkayın.
  • Mikroplar üç saate kadar, kapı kolu, tırabzan, telefon, uzaktan kumanda gibi yüzeylerde yaşayabilir. Bunlar dezenfektanlarla silinmeli.
  •